29 Aralık 2012 Cumartesi

Hakkımda V1..!

İlk yazı deneyimim babama yağlı kağıt üzerine doğum gününde yazdığım şiirle başladı. Yıllarca çantasında sakladı o şiiri, mutluluktan olsa gerek bir kaç damla da gözyaşı dökmüşlüğü vardır o  şiirle. Yazı yazmanın güzel bir şey olduğunu bir insan, bir insana böyle güzel  anlatabilirdi. Aslında kağıdı ve kalemi severim ben, nostaljik bir yapıp olduğundan sanırım.. Yanlış yazıp üzerini karalamak, beğenmemek ve kağıdı buruşturup atmak falan..  Gerçi teknoloji her derdimize deva! Karalama yapamasam da üzerini çizebiliyorum.   Gene de aynı tadı vermiyor ama çıktık bir alamete, hayırlısı..

Mor leylak kokulu bir apartmanın, tek kızı olma avantajıyla büyüyerek fazlasıyla şımartılmışlığım vardır. Küçük bir hanımefendi olmamı isteyen insan sayısı eminim çoktur fakat, iki  ağabey ve komşularımızın hepsinin çocuklarının erkek olması bu durumu biraz engelledi. Bebeklerle oynamak yerine mandalla kendime silah yaparak " dıkşın dıkşın " diyerek ortalarda gezdiğimi anlatır annem.

Şu klasik münazara konularından " çocuk gelişiminde çevre mi daha etkilidir, aile mi ? " sorunsalına çevrenin ve çocukluk yıllarının ne kadar etkili olduğunun savunucularından olurum. 

O günlere ait küçük bir hatıra.. Nasıl bir deli cesaretine sahipsem?! Hem Adanalı, hem de iki öz, sayısını unutacak kadar çok ağabeyin arkamda olması edasından kaynaklı fotoğraftaki  "yakarım lan bu gezegeni " havasından 29 yaşına gün gün yaklaşırken vazgeçemedim henüz. 




2 yorum: